Pazarlama Nedir ve Nasıl Yapılmalıdır?

Pazarlama, kurumsal hedeflere ulaşmak için işletmenin ve birçok sosyal organizasyonun ürün, hizmet ve fikrinin kabul görmesi veya satılması için kullanılan çalışmadır. Pazarlama, işletmelerin ve çeşitli sosyal kuruluşların ürün, hizmet ve fikirlerini satmak ve kabul görmek için uyguladıkları uzun vadeli ve planlı bir iletişim çalışmasıdır. Doğrudan pazarlama, bir işletmenin vazgeçilmez bir işlevidir. Bu etkinliğin en önemli özelliği planlı olması ve birçok soruna çözüm üretmesidir. Kuruluşun amacına ulaşması için planlanan süreci içerir. Dar anlamda, bir işletmenin ürettiği mal ve hizmetlerin piyasaya sunulmasıdır. Geniş anlamda, malların üretimden tüketime akışını kolaylaştıran süreçlerin bütünü olarak tanımlanabilir.
Kısaca Pazarlama Nedir?
Bir mal veya hizmet üretmenin nihai amacı, onu satarak kar elde etmektir. Bu nedenle işletmenin üretim, finans, muhasebe veya yönetim gibi diğer faaliyetleri her zaman bu alana hizmet eder. Bir malın sağlıklı bir şekilde pazarlanabilmesi için öncelikle bir pazarın; Talep araştırması gereklidir. Daha sonra ürün belirlenecek pazar payı dahilinde reklam veya başka yollarla piyasaya arz edilir. Satışlar çeşitli önlemlerle yönlendirilir. Ürün kalitesi, fiyatlandırma ve tüketici tavsiyesi veya tercihlerine uyması için pazarlama politikalarında yapılan ayarlamalar. Bu politikalardaki başarı, karlılığı doğrudan etkiler.
Doğrudan pazarlama
Bir işletmenin tüketici ile herhangi bir aracı kurum kullanmadan doğrudan iletişim kurmasıdır. Doğrudan pazarlamanın en yaygın yöntemi e-posta pazarlaması, broşürler ve müşterilere kataloglar göndermektir. Her yerden ölçülebilir tepki ve etkinlik sağlamak veya müşterilerin görüşlerini etkilemek için daha fazla reklam aracını doğrudan kullanan etkileşimli bir sistemdir. Doğrudan pazarlama, şirketin bir aracı kullanmadan tüketici ile doğrudan temasıdır. Satın almayı teşvik etmekle ölçülebilen etkileşimli pazarlama iletişimi, tüketiciler ile marka arasında bir ilişki kurmak için kullanılır.
Gelecekteki stratejiler için bir rehber görevi görür. Teknolojinin hızlı ilerlemesine paralel olarak doğrudan katalog, posta ve telefon ile yapılmıştır. Günümüzde televizyon, e-posta vb. araçların kullanımı yaygınlaşmıştır. Örneğin, bir şirket yeni ürün veya hizmetleri tanıtmak için potansiyel müşterilere posta yoluyla mektuplar, broşürler, kataloglar gönderebilir. Ürün veya hizmetlerini e-posta ile duyurabilir. Kitle iletişim araçlarından (televizyon, radyo, gazete, dergi) faydalanabilir.
Gerçek Zamanlı Pazarlama Nasıl Yapılır?
Gerçek zamanlı pazarlama, birçok markanın güncel haberlerini ve güncel olaylarını takip eder. Olaylara paralel içerik, reklam gibi ürün yerleştirmelerle hedef kitleye ulaşmaktır. Gerçek zamanlı etkinlik için en önemli mecra olan sosyal medya, sunduğu özel fırsatla hedef kitlenize ulaşmada oldukça etkili. Sosyal medya platformlarını kullanarak gerçek zamanlı ilişkiler kurabilir, ürün, hizmet ve kampanyalarınızı tanıtabilirsiniz. Gerçek zamanlı pazarlama, bir markanın hedef kitlesinin sıklıkla kullandığı platformlardaki diyaloglara aktif katılım ile doğrudan iletişim sağladığı bir taktiktir.
Bu taktiği diğerlerinden ayıran özellik, bir ürün veya hizmeti gerektiğinde doğru kişiye ulaştırmasıdır. Bu taktikler, diğerlerinden farklı olarak dakikalarla rekabet eder. Bu nedenle şirketler, müşterilerinden veya hedef kitlelerinden aldıkları geri bildirimlere göre anında içerik geliştirmelidir. Gerekirse hizmetlerinde güncellemeler yapmalıdır. Bu taktiği uygulayarak gerçek zamanlı etkinliklerde öne çıkabilir ve sosyal medyayı kullanarak mesajları doğrudan hedef kitlenize iletebilirsiniz.
Pazarlama ve Satış Arasındaki Fark Nedir?
Satış, doğrudan tüketicilere ürün veya hizmet satın almaya odaklanır. Markaların çeşitli sorunlarına veya hedeflerine yönelik planlı ve sistemli iletişim çalışmalarını kapsar. Sunulan ürün veya hizmetin uygun yer ve zamanda geliştirilmesi, isimlendirilmesi, görsel olarak tanımlanması, fiyatlandırılması ve satılması gibi birçok süreci kapsar. Faaliyetlerde kesin satış amacından ziyade kurumun sosyal ve finansal amaçlarını gerçekleştirmek esastır. Pazarlama kavramına atfedilen olumsuz çağrışımların oluşmasında tarihsel süreçteki değişimlerin payı önemli bir yere sahiptir. Bu süreçte üreticiler her arzın kendi talebini yarattığı görüşü ile ürün/hizmet geliştirmeye odaklanmışlardır. Bu süreçte mühendislik ve üretim departmanlarındaki yöneticiler işletmelerde aktif rol almıştır.
19. yüzyılın sonlarında hakim olan bu anlayışın temel varsayımı fonksiyonel, kaliteli ve performanslı ürünler üretmektir. Tüketicinin yüksek kalite ve performans sunan ürünleri satın alacağı varsayılmaktadır. Tüketiciler problemlerini çözmek yerine ürüne odaklandıkları için belli bir süre sonra ürünün etkisini kabul etmeye başlamışlardır. Farelerle savaşmak isteyen tüketiciye; En kaliteli ve işlevsel fare kapanını sunsanız bile, farenin bu soruna farklı çözümlerinin olduğunu unutmamak önemlidir.
Satış Anlayışı Neden Önemlidir?
Yaşanan ekonomik kriz sonrasında işletmelerin temel amacı daha fazla üretmek yerine ellerindeki ürünleri satmak olmuştur. Bu noktada reklam ve birebir satış gibi pek çok tanıtım faaliyeti birçok işletme için önem kazanmıştır. Bu dönemin en önemli eleştirileri, satış sırasında yanlış beyanların kullanılması ve satış sonrası süreçlerin olmamasıdır. Vur-kaç yaklaşımını benimseyen birçok işletme, tüketiciyi ürün satması için kandırmaktan çekinmemiştir. Sosyal pazarlama, kar elde etmekten çok işletmelerin içinde bulunduğu toplumların sorunlarına çözüm üreten sosyal sorumluluk anlayışını ifade etmektedir.
Sosyal pazarlama kavramı da Philip Kotler'in 3.0 konsepti ile ifade edilmektedir. Topluluk pazarlama faaliyetleri, genellikle kârdan kâr elde etmeye başlamak için kullanılan yöntemdir. Pazar kavramının sorunu, sektördeki kişilerin yaptığı satışlarla karıştırılmasıdır.
Yerleşik Pazarlama Nedir?
Yerleşik pazarlama anlayışı, her markanın rakiplerinden farklılaşmasının vazgeçilmez bir koşul olduğunu söyler. Markalarını farklılaştırmayı başaran şirketlerin rekabet avantajı elde edeceğini savunuyor. Ancak bu anlayışın gerçek hayatta somut verilerle ispatı yoktur. Bilimsel araştırmalar, aynı pazarda rekabet eden markaların birbirinden önemli ölçüde farklı olmadığını kanıtlıyor. Farklılaşma kavramının pazarlama doktrinine derinden “kayıtlı” olmasını sağlamıştır. Bu nedenle her pazarlamacı farklılaşma kavramını öğrendiği ilk günden itibaren sorgusuz sualsiz kabul eder.
Bu kavram bilinçsizce pazarlamaya bakışını belirler.
Her reklamveren yapacağı reklamları tasarlamadan önce firmaların departman yöneticilerine; "Markanız ile rakipleriniz arasındaki fark nedir, insanlar neden rakipleriniz yerine markanızı satın alsınlar?" Yöneticiler markalarının farklılıklarını kendilerine göre anlatırlar. Tüketicilerin bir markayı seçebilmesi için hem bu soruyu soranlarda hem de verilen yanıtlarda markalar arasında farklılık olması gerektiğini varsayıyorlar. "İnsanlar neden markanızı satın alsınlar" diye sorulduğunda, hiçbir pazarlamacı "bir markanın satmak için gerçekten farklı olması gerekir mi" diye düşünmez.
Bu İçeriğe Tepkiniz Nedir?






